26 AĞUSTOS, 1922
99 yıl önce ÇILGIN TÜRKLER BÜYÜK TAARUZDA.
Emperyalistlere (sömürgecilere) karşı kazanılmış dünyanın ilk anti EMPERYALİST SAVAŞI olan, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK liderliğindeki TÜRK KURTULUŞ savaşının zafer günü, 30 AĞUSTOS Zafer bayramımızın 99. yıl dönümü kutlu ve daimi olsun.
30 Ağustos Zaferi ile ilgili olarak Atatürk’ün yakın arkadaşı Falih Rıfkı’dan bir alıntı,
“Neyimiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın pençesinden vicdanımız ve düşüncemizi Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyorsak, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.”
Artık hepimiz biliyor ki;
Doğru kahramanı olmayan,
kahramanlarının peşinden gitmeyen toplumlar,
yok OLMAYA MAHKUMDURLAR!!
30 Ağustos 1922’den önceki ülkenin genel durumunu anlatan
İSTİKLAL HARBİ gazetesindeki sadece bir kaç habere bakalım.
15 Mayıs 1919,
Dün İzmir İşgal edildi!
Hükümet işgali kabul etmiyor!
Harbiye Nazırı Şakir Paşa
“Bu gibi şayialara ehemmiyet vermeyin” dedi.
Mustafa Kemal Paşa Damat Ferit ile konuştu; bugün padişaha veda edecek olan Çanakkale Savaşı kahramanı Samsun’a harekete hazırlanıyor.
Venizelos’dan Rumlara mesaj:
‘İzmir’i işgale Geldik’
Yunan İşgal Tümeni Midilli’de bekliyor. Amerikan Savaş Gemileri İzmir’e geldiler.
Yunanistan İstanbul ile Edirne’yi de istiyor.
İstanbul’da tutuklamalar yapıldı!
16 Mayıs 1919
İzmir’de katliam!
Şehirdeki tecavüz ve yağmanın bir türlü sonu gelmiyor. Çok sayıda şehit verdik.
İşgalin ilk kurşunu ve ilk şehidimiz!
Dün sabah kordon boyunda Yunan işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan 30 yaşındaki Hasan Tahsin’in vücudu süngülerle paramparça edilmiş bir vaziyette bulundu.
Mustafa Kemal Samsun’a hareket ediyor
İstanbul gazetelerinin çoğunun başmakaleleri bu sabah beyaz çıktı!
Şiddetli bir sansür, İzmir katliamına dair haberlerin neşrine mani oldu. Sansür heyeti gazetelerin başmakalelerini sildi.
Paris’te Anadolu paylaşıyor!
İzmir katliamını yaşayanlar anlattı:
Vali hayatını kurtarmak için oğlunu sıkıştırıyordu,
Seyfi oğlum ‘Yaşasın-Yunanistan’ diye bağır dedi!
Esir diye gemilere sürüklenen sivil memurlara, lise öğrencilerine Rum evlerinden kiremitler, taşlar atıldı. Ellerine geçeni savurdular.
Feslerimizi alıp yırttılar.
Yunan İstilasına karşı konulacak!
Birçok vatansever gençlerimiz Anadolu içlerine çekiliyorlar. Yunan askerleri Ellerine geçeni savurdular. Feslerimiz alıp yırttılar!
Nadir Paşa’ya Yunan teğmeni tokadı savurdu!
Paşa kıpırdamadı. Küfür yedi sustu. Patris vapurunun hayvan pisliği dolu ambarlarına attılar.
Çanakkale’de Conk bayırına çıkmış İngiliz askerlerini denize fırlatırken, şimdi biz bu hale nasıl düşmüştük?
Zafer öncesi işte minik bir yolculuğumuzun bilançosu;
Dört yılda 385 bin şehit verildi. Anadolu topraklarına talip olan Yunanistan ise sadece 5000 ölü verdi.
Tarih, 13 Kasım 1918’i gösterdiğinde,
55 parça gemi ile gelen Ingiliz‘lere
Atatürk; “Geldikleri gibi giderler“ demişti.
Tarih, 30 Ağustos 1924;
Büyük Zafer’in ikinci yıl dönümünde Dumlupınar’ın Çal tepesinde yapılan bir törende Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’na dair görüşlerini dile getirirken,
Türk gençliğine şu şekilde hitap eder;
"... Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni genç Türkiye Cumhuriyetinin temeli burada perçinlendi, ebedî hayatı burada taçlandırıldı .
Bu sahada akan kanlarımız, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır" der.
BİTMEYEN KURTULUŞ SAVAŞI
KURTULUŞ SAVAŞINI VERİP DÜNKÜ DÜŞMANLARINDAN
HENÜZ KURTULDUĞUNU SANMA SAKIN!
Mustafa Kemal’in Kocatepe’deki
silüetini gözünde canlandır,
Çiğiltepeye,
Tınaztepeye,
Aslıhanlara,
Afyon ovasına git,
1874 metre yükseklikten bakarken,
UNUTMA,UNUTTURMA
Arhavili İsmail’i,
Karayılan’ı,
Nurettin Eşfak’ı,
Deli Erzurumlu’yu,
Şoför Ahmet’i,
Maraşlı sütcü imamı,
Gazi Antepli Şahin beyi
köylülerimizi,
“ayın altında kağnıların peşindeki kadınlarımızı” HATIRLA ve
UNUTMA, UNUTTURMA
Çankırılı Halime’yi,
Erzurumlu Fatma Seher’i,
Tarsuslu Kara Fatmayı,
Gaziantepli yirik Fatma’yı,
İki oğlunu şehit verip kendi gazi olan Ayşe Hanım’ı,
Gördesli Makbuleyi,
Fransızlara yanlış yol gostererek yanıltan klavuz Hatice’yi,
Bitlis defterdarının hanımı Tayyar Rahime’yi,
Onbaşı Halide Edip Adıvar’I
HATIRLA ve UNUTMA, UNUTTURMA
Bağımsızlığımız ve özgürlüğümüz için,
Yediden yetmişe senin için,
Yılmadan yıllarca savaştı atan,
Zaferle biten savaşların ardından,
Haritalar yeniden, çıkartıldı raflardan
Düşman, hiç uyumadı, çıktı tekrar pusudan,
HATIRLA veUNUTMA, UNUTTURMA
Ey, bu aziz topraklarda yaşayan,
Utanalım artık, uyuyarak geçirdiğimız yıllardan,
Tekrar dönüştürülüp, bölüştürülürken bu vatan,
Silkelenelim artık, egemenliğimiz henüz,
tümüyle teslim alınmadan,
Binlerce masum kanını boş yere akıtmadan,
Uyanalım artık vakit çok geç olmadan,
Sabırsızlanıyor bize armağan edilen bu vatan,
Bunu sakın UNUTMA, UNUTTURMA
Bu vatanın kıvrım, kıvrım haritasını çizen,
Atanın kanlarıdır, öğret varsa bilmeyen,
Vakit hızla geçiyor,
yeniden sahiplenmek için bu vatanı,
Silkelen artık,
tekrarlatma tarihimizdeki hataları,
Kurtuluş Savaşıyla düşmandan kurtulduğunu sanma,
Savaş hala bitmedi bunu sakın akılından çıkarma
Unutma;
İstiklal Marşımızdaki şu ilk kelimeyi; “KORKMA!”
Bugün,
Bağımsızlığımızdan,
Egemenliğimizden ,
Çağdaşlaşmamızdan
verdiğimiz ödünlerin,
Boşa geçirdiğimiz günlerin,
Yüz yıllardır pes etmeyen düşmanın,
Varlığı seni sakın yıldırmasın.
Görev ve sorumluluklarımızı ihmal etmenin
bedelini ödeyeceksek eğer,
Önce geç kalıp, sonra deme;
“dünkü düşman hala pusudaymış meğer”.
dediğini UNUTMA, UNUTTURMA
Şimdi yapmamız gereken,
Daha fazla gecikmeden,
Yeniden
Siyasal,
Ekonomik,
Askeri,
Bir Kurtuluş Savaşı vermekse eğer,
Atamızın bize verdiği ışık yeter,
Çünkü;
Düşman biliyor ki;
Eğer;
Ordumuz,
Aydınlarımız
karalanırsa,
Haber almamız
engellenirse,
Kemalizm unutturulursa;
Verdiğimiz Kurtuluş Savaşımız da
unutulur, BUNU SAKIN UNUTMA, UNUTTURMA
Böylece,
Ataturk’ün aydınlanmaya giden pınarları
bu şekilde kurutulur,
İşte, düşmanın esas amacı budur!,
Sen, bu oyunu durdur,
Çünkü;
“Muhtaç olduğumuz kudret,
damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur”
Doğru kahramanı olmayan,
kahramanlarının peşinden gitmeyen toplumlar,
yok OLMAYA MAHKUMDURLAR.
İki MUSTAFA KEMAL ATATÜRK vardır;
Biri et ve kemikten
diğeri;
SEN, BEN, O, BİZİZ Kİ,
ilkelerini yaşatması gereken
O’nu gerçekten sevmek;
ANLAMAKTIR,
ANLATMAKTIR,
Olmaktır izinde,
En az bir adım önünde
Ulaşalım, uygarlık hedefine
Düşelim,
Tuhafazakarların değil,
Adaletin Peşine,
Peki, bizdeki vefa nerede?
SİLKELEN, ACİLEN,
GEÇİKİRSEN;
KENDİ YARATTIĞIMIZ BATAKLIKTA
BOĞULUP GİDECEĞİZ..