Yazan: Feraye Tekin
Son günlerde PKK konusunda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Tam anlamı ile bir çözülme süreci içine giren terör örgütünde örgütten kaçıp güvenlik güçlerine teslim olanların sayısında da artışlar gözleniyor. Bunun yanı sıra dağdaki PKK militanlarının aileleri de çocuklarının eve dönmesi yolunda çağrıda bulunuyorlar. Dağdakiler örgütten kaçmanın yollarını ararken, aileler de çocuklarının örgütün elinden kurtarılması yolunda güvenlik güçlerinden yardım istiyorlar. Bu durum ayrıca, Kürt kökenli vatandaşların PKK’ya destek vermediği anlamına da geliyor.
Örgütten kaçıp, güvenlik güçlerine sığınan terör örgütü üyelerinin verdikleri ifadelerde; "Kandırılarak örgüte katıldık. Çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyoruz. Üst düzey yöneticiler acımasızca davranıyorlar. Hemen herkes örgütten kaçmanın yollarını arıyor. Kaçanlar kurtuluyor. Kaçamayanlar ise infaz ediliyor." şeklinde ortak sözler yer alıyor.
Bu arada; Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarından kaçarak önceki gün güvenlik güçlerine teslim olan PKK mensubu 1’i kadın 4 terörist, terör örgütüyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulundu. Şırnak’ın Silopi ilçesinde basın mensuplarına terör örgütüyle ilgili itiraflarda bulunan teröristler, özellikle son günlerde sınır ötesi operasyon söylentileri üzerine örgüt mensuplarının korkuya kapıldığını belirttiler. Örgüt üyeleri arasında tam bir panik yaşandığına dikkat çeken PKK mensupları; “Biz terör örgütüne kandırılarak katıldık. Örgütte yaşananlar karşısında gerçekleri gördük. Bize, ’teslim olursanız Türkiye’de kötü muameleyle karşılaşırsınız’ denildi. Ancak buna rağmen gelip güvenlik güçlerine teslim olduk. Bize söylenenlerin hiçbirinin doğru olmadığını gördük. Burada hiçbir kötü muameleye maruz kalmadık. Bizim gibi yüzlerce örgüt üyesi var. Eğer onlara bir güvence verilirse inanıyoruz ki hepsi gelip teslim olur.” şeklinde konuştular.
Örgüte inançları kalmadığı için Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye gelip güvenlik güçlerine sığındıklarını belirten teröristler, "Biz bazen kendi aramızda konuştuğumuzda, kamp sorumlusu bize, ’Siz ajan mısınız?’ diyordu. Kampta konuşmalar en az 4-5 kişi arasında yapılıyordu. Bu baskılara dayanamadık.
İyi ki teslim olmuşuz" dediler.
Örgütün kamplarında çok zor şartlarda yaşadıklarını anlatan teröristler, şunları kaydettiler: "Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den genç kız ve erkekler kandırılarak dağa çıkarılıyor ve Kandil Dağı’ndaki kampa getiriliyordu. Burada kamp sorumlusu ’Kawa’ kod adlı örgüt üyesi, genç kızlara ilaç vererek onları uyuşturup sonra tecavüz ediyordu. Örgüt üyelerine her gün bulgur pilavı ve fasulye veriliyordu. Kaçma eğiliminde olanlar eğer fark edilirse hemen hapis cezasına çarptırılıyordu. Hapishane denilen yerde aç susuz bırakılıyorlardı. Bu baskılar nedeniyle bazı örgüt üyeleri intihar etti. Su olmadığı için ancak 3 ayda bir banyo yapma fırsatı buluyorduk. Ne doktor var ne de ilaç."
Örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan militanların bu açıklamaları ailelere de, çocuklarına da ders olmalıdır. PKK’nın panik içinde olduğu, dağılma sürecinin hızlandığını hepimiz biliyoruz. Örgütün elindeki kandırılmış çocukların kurtarılması, ailelerine kavuşmaları ve topluma kazandırılmaları hepimizin isteğidir. Yeter ki gerçekler görülmeli ve adımlar da buna göre atılmalıdır. Zaten, Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşların büyük ölçüde PKK’ya desteği kestiğini biliyoruz. Doğuda sağlanan güven ortamıyla kendilerini huzur içinde bulan yöre vatandaşlarının örgüte tamamen sırtını dönmesi ile PKK’nın tüm beslenme damarları da kesilmiş olacaktır. Bu sürecin de hızlanmakta olduğunu görmekteyiz.
Her ne kadar PKK’nın siyasi uzantıları, örgütü ayakta tutabilecek söylemler içine giriyorlarsa da, bu siyasi uzantıların da yöre halkından destek alamadığı ortadadır. Fanatik Kürtçülerin dışında bu siyasi uzantılar da milleti ve yöre halkını kucaklamaktan uzak görüntü vermektedirler. Sınır güvenliğinin sağlamasından sonra PKK içinde baş gösteren panik ve ayrılıklar, sonunun gelmekte olduğunun da habercisidir. Nitekim, PKK’nın internet sitelerinde de bu panik ve bölünmelerin var olduğu izlenmektedir.
Terörle mücadelede kararlılık devam ettiği sürece başarının kaçınılmaz olacağı açıktır.