19 Nisan 2024

224 visiteurs en ce moment

100e anniverssaire de la république de Turquie

Türkçe

AVRUPA “PKK” GERÇEĞİNİ GÖRMEYE BAŞLADI!..

Publié le | yazan Nail AMUDI | Nombre de visite 223

“Eli Kanlı PKK’nın Sözcülüğüne Soyunan Leyla Zana, Bu Defa Beklediğini Alamadı!..”

Leyla Zana aralarında Kürtlerin de bulunduğu masum insanları öldüren PKK için, Kürt halkının “sigortası” demiş. Son seçimler kendisini doğrulamasa da, “PKK’nın, Kürt halkı ve DTP ile bir bütün olarak ele alınması gerektiğini” belirtmiş.

Leyla Zana’nın PKK terör örgütünün propagandasını yapmak için bu kez seçtiği yer İngiliz Avam Kamarası’nda düzenlenen bir panel. Fakat İngiliz Parlamentosu’na yakın kaynaklar, PKK lehinde yapılan bu propagandanın İngiltere’de bu aşamada fazla sempati toplamadığını söylüyorlar.
Avrupa’da şu sırada teröre karşı aşırı bir duyarlılığın bulunduğunu kaydeden söz konusu kaynaklar, Kürt davasına sempati duyan İngilizlerin dahi, kendi ülkelerinin yasalarına göre “terörist” olarak tanımlanan bir örgütü savunmalarının zor olduğunu belirtiyorlar.

Özetle, Leyla Zana, Avrupa ile artan bir “akortsuzluk” içinde ilerliyor. Kendisine Saharov Ödülü’nü veren Avrupa Parlamentosu bile DTP’nin PKK’dan uzak durmasını istiyor. Üstelik bu çağrı artık bir “AB standardı” haline gelmiş durumda.

Evet, başta Leyla Zana olmak üzere, bazı DTP’liler ve örgüt yandaşları halen basit bir gerçeği kavramıyorlar. Etnik terörün söz konusu olduğu sorunları çözmek kolay değil. İngiltere, IRA ile 40 yıldır boğuşuyor. İspanya’nın ETA ile siyasi çözüm çabaları sonuç vermedi. Çözüm arayışlarında teröre yer olmadığı artık herkesçe kabul ediliyor. Leyla Zana ve DTP’liler bu basit gerçeği kavrayıp, çözüm için yapıcı ve cesur olabilecekken, bu zorlu sorunu basit bir PKK propagandası meselesine indirgiyorlar. Ancak, onlar göremese de PKK adına güvendikleri Avrupalılar neyin ne olduğunu, daha doğrusu terörün gerçek yüzünü artık daha iyi anlıyorlar ve görüyorlar.

AB ve ABD tarafından terörist ilan edilmiş bir örgütün terör eylemlerinin sona erdirilmesini koşullara bağlayan bir grubun Türkiye’de kaybettiği zemin ve desteği başka ülkelerde aramaya kalkışması sonuçsuz kalacaktır. Türkiye’de bireysel hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi amacıyla kesintisiz sürdürülen reform süreci önündeki en önemli engel, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, anayasal düzenini ve toplumsal huzurunu şiddete başvurarak hedef alan PKK terör örgütüdür.

PKK’nın şiddet politikasına son vererek, koşulsuz silah bırakması, Türkiye’de sorunları hemen çözmeyecektir kuşkusuz. Ama medeni bir çerçevede ve demokratik usullerle çözüm arayışlarının önünü sonuna kadar açacaktır. Bu yola girmek için PKK’nın önkoşulsuz silah bırakması şarttır. Unutmayalım, şiddet eylemlerinde ısrar edenler, er ya da geç o şiddetin içerisinde yok olup giderler.

Türkiye gibi bir ülkede, iç sınırlar çizmek artık kesinlikle imkansızdır. Dolayısıyla Türkiye’de Kürt meselesini “ayrı bir halk” meselesi değil, sırf “demokrasi meselesi” olarak görmek gerekir. Kaldı ki, bir millet olmak için aynı etnik kimliğe sahip olmak gerekmez; ortak tarih ve sosyo ekonomik entegrasyon, ülke ve vatandaşlık kavramları etnik farklardan daha önemlidir. Elbette ‘etnik kimlik’ önemlidir; ama Irak, Suriye ve İran’da yaşananlara şöyle bir bakıldığında; ülke, vatandaşlık, tarihi beraberlik, sosyolojik entegrasyon, müşterek kader gibi kavramlar daha önemlidir.

Ben, PKK ve sözcülerine aradıkları çözümün formülünü söyleyeyim: Emperyalistlerin oyununa gelmeden, onların taşeronu olmadan, bu ülkenin her türlü mutluluğunu ve üzüntüsünü paylaşmak, her türlü mihnetine ortak olmak, diğer etnik kesimlerle eşitlik içinde birlikte, kardeşçe yaşamak…

Nail Amudi
nailamudi@yahoo.com


Lire également